FeteMM Atölyesi Nedir? Teknolojinin gelişmesiyle birlikte son yıllarda eğitim ortamlarında kullanılan yöntem, teknik ve materyallerde ciddi değişikler meydana gelmiştir. Özellikle de çeşitli teknolojik araçların eğitim ortamlarında etkin bir şekilde kullanılmasıyla birlikte öğretmenin ve öğretim ortamlarının işlevi değişmiştir. Öğretmen ve öğretim ortamlarının işlevini değiştiren ve gelişmiş ülkelerin birçoğunda da eğitim gündemini oluşturan kavramlardan biri de FeTeMM olduğu görülmektedir.
Aslında FeTeMM eğitiminin altında yatan en önemli etmen ekonomidir (Obama, 2008). Ekonomik kalkınmanın FeTeMM alanlarındaki bireylerin niceliksel ve niteliksel olarak artırılması ile gerçekleşeceği düşünülmektedir. Tüketen bir toplumdan ziyade üreten, bilimsel liderliğe sahip ve ekonomik gücü olan bir toplum oluşturma asıl hedefler arasındadır. FeTeMM eğitimi bu anlamda önemli bir araç ve istenilen amaca ulaşmak için ortaya konan bir paradigma olarak değerlendirilebilir. FeTeMM çatısı altında fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematik disiplinlerine ilişkin bilgi, beceri ve uygulamalar tek disiplin altında ve birkaç disiplinin entegrasyonu ile hem okul içi hem de okul dışı öğrenme ortamlarında kazandırılmaktadır.
Gelişmiş ülkelerin birçoğunun üzerinde durduğu FeTeMM (STEM) kavramı, fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematiğin İngilizce yazılışlarının baş harflerinden oluşturulmuş bir kısaltmadır. Genel olarak teknoloji ve mühendislik tasarım tabanlı STEM, matematik ve fen konuların öğretiminde bu alanlarla ilgili bilgi ve becerilerin bütünleştirilmesini öngörmektedir (Bybee, 2010; Guzey ve ark., 2014; Smith ve Karr-Kidwell, 2000). FeTeMM’de öngörüldüğü şekilde okullardaki eğitim sürecine FeTeMM etkinliklerin dâhil edilmesi ve kullanılması durumunda, öğretim ortamlarının verimlilik ve etkililiklerinin oldukça yüksek olacağıdır.
FeTeMM eğitiminin temel amacı, fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematik disiplinleri arasında ilişki kurarak öğrenmenin bütüncül bir yaklaşım ile gerçekleştirilmesini sağlamaktır(Smith ve Karr-Kidwell, 2000). National Governors Association Report (2007), göre FeTeMM eğitiminin amacı, bilimsel, matematiksel, mühendislik ve FeTeMM okur-yazarlığını geliştirmek olarak belirtilmiştir. Buna paralel olarak Rogers ve Porstmore (2004), göre ise FeTeMM eğitimi, öğrencilerin mühendislik tasarım uygulamalarıyla farklı disiplinler arasında işbirliği içinde çalışarak bu disiplinleri birbirine entegre edilmesini, problemlere yaratıcı ve gerçek çözümler üretmesini amaçlar. Eğitim bilimciler öğrencileri fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematikte eğitmek adına 7 standart bağlam içinde ele almaktadır. Bunlar;Disiplinlerle ilgili içerikleri öğrenme ve uygulama, 2. Disiplinlerle ile ilgili içerikleri birbirine entegre etme, 3. Bilgiyi sorgulama ve yorumlama, 4. İletişim becerilerini geliştirme, 5. Mantıksal akıl yürütebilme, 6. Bir takım olarak işbirliği içinde çalışma, 7. Uygun olarak teknolojiyi uygulama.
Yukarıda bağlamalara bakıldığında FeTeMM eğitimi, 21. yüzyıl becerilerinin geliştirilmesi ve kalifiyeli bireylerin sahip olması gereken becerilerin ön planda tutulduğu söylenebilir. Yapılan çalışmalarda da FeTeMM eğitiminin öğrencilerin 21. yüzyıl becerileri geliştirmelerine ve bu yeteneklerini kullanmalarına olanak sağladığı sonucuna ulaşıldığı görülmüştür (Sahin ve diğerleri, 2014; Wagner, 2008; Levy ve Murnane, 2004; Jerald, 2009).
FeTeMM eğitimi ile öğrencinin pasif ve teorik eğitimin hâkim olduğu öğrenme ortamlarından öğrencinin merkezde olduğu ve yaparak yaşayarak öğrendiği ve teorinin uygulanmasına olanak bulduğu öğrenme ortamına geçilmiştir. Bu nedenle FeTeMM, eğitim alanında hem öğrenme ortamlarının geliştirilmesi hem de öğretim sürecini etkilediği ve etkileyeceği söylenebilir.
FeTeMM ile İlgili Tanımlamalar
The National Science Foundation’s (NSF) FeTeMM tanımlamasında, fizik ve biyoloji bilimleri, bilgisayar ve enformasyon bilimleri, mühendislik, matematik ve de psikoloji, sosyoloji, ekonomi ve politik bilimler gibi sosyal ve davranışsal bilimleri de içermektedir(National Science Foundation, Division of Science Resources Statistics, 2009). Fakat FeTeMM eğitiminin geliştirilmesine yönelik yasal çabalar, FeTeMM’in temel alanları olan fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematik üzerine odaklanmıştır(Kuenzi, 2008). FeTeMM’ıin kapsadığı alanların geniş olması itibariyle yapılan tanımlamalarda bir standart eksikliği yaşanmakta ve literatürde FeTeMM ilgili birçok farklı tanımlama bulunmaktadır. FeTeMM ile ilgili yapılan tanımlamalardan birkaçı şu şekildedir: FeTeMM dört disiplinin baş harflerinden oluşan basit bir gruplamadan ziyade bir birleştirici fikir olarak tanımlanmalıdır(Morrison ve Raymond V. 2009). Maryland üniversitesi mühendislik Profesörü Leigh R. Abts ise FeTeMM’i “metadiscipline” olarak tanımlamış ve FeTeMM’i her biri doğal yaşamda ortaya çıkmış olan bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik disiplinlerinin uygulama alanı olarak görmektedir. Meng ve arkadaşları (2014), ise FeTeMM’i fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematik disiplinleri arasında köprüler kuran bir çalışma alanı olarak tanımlamaktadır. Morrison (2006), görüşüne göre de FeTeMM, fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematik disiplin bilgilerinin entegrasyona dayalı bir bütün halinde yeni bir disiplin oluşturulmasıdır.
FeTeMM, fen bilimleri ve matematik disiplinlerine daha fazla odaklanmakla birlikte teknoloji ve mühendislik alanlarını içermektedir(Bybee, 2010b). FeTeMM, fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematik olmak üzere dört alanın içerik olarak birbirlerine uyarlanması veya bu dört disiplinden biri merkeze alınarak diğer üç disiplinin bu disiplinin içeriğinin öğretilmesi için bağlam olarak kullanılması şeklinde düşünülebilir(Moore ve ark., 2013).
FeTeMM eğitimi, öğrenci ve öğretmenlerin ilgi ve hayat deneyimleri sonucu şekillenmekte ve merkezde bulunan disipline ait özel bilgi ve becerilerin en az biri diğer FeTeMM disiplini ile bütünleştirilerek öğretilmesi olarak tanımlanmaktadır (Corlu, ve ark., 2014).
FeTeMM ile ilgili yapılan tanım ve yaklaşımlar incelendiğinde; FeTeMM her bir araştırmacı tarafından değişik olarak tanımlanmış gibi görülse de tanımlardan çıkarılan ortak nokta; FeTeMM, eğitimde öğrenme ortamlarının niteliğini artıran ve öğretim süreçlerini daha da verimli ve etkili hale getiren, okul müfredatlarındaki içerikler ile bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik disiplinleri arasında entegrasyon sağlanarak öğrencilere uygulama yapma olanağı sunan bir yaklaşım olduğudur.
FeTeMM tarihi, eğitimde asıl etkiyi oluşturan teorisyen ve bilim adamlarının ortaya çıktığı 1700’li yılların sonuna dayanmaktadır. Bu dönemdeki bilim adamları ve eğitimciler FeTeMM için bir başlangıç noktası oluşturmuş olsalar bile asıl etkiyi John Dewey ‘in 1896’da kurmuş olduğu “Dewey School” da görmek mümkündür. Dewey’in teorilerini test ettiği bu öğrenme laboratuvarı aynı zamanda okul reformların başlangıcı da olmuştur. Dewey’in düşünceleri ve araştırmaları pedagojinin anlaşılmasında ve FeTeMM eğitiminden yararlanılmasında etkili olmuştur(Goodchild, 2012). 1931 yılında Dewey’in yazmış olduğu “The Way Out of Educational Confusion” kitapçığı 1950’li yıllara kadar, sınıflarda müfredatın entegresinde önemli etkileri olmuştur.
Dewey disiplinlerin ayrı olmaması gerektiğine inanmasından ziyade bu disiplinlerin gerçek yaşam uygulamasına yönelik olması gerektiğine inanmıştır. Ayrıca Dewey bilimin erken yaşlarda öğretilmesi gerektiğini ve öğrenme için kitaplardan daha çok gerçek yaşam nesnelerinin kullanılmasını önermiştir. Yapılan çalışmalarda, öğrencilerin erken yaşta FeTeMM etkinliklerine katılmalarına olanak sağlandığında, öğrencilerin FeTeMM alanlarına ilgilerinin arttığı sonucuna ulaşılmıştır(Maltese ve Tai, 2010; Dabney ve ark., 2012). ABD’de 1980’li yılların sonuna doğru FeTeMM eğitimi, hükümet tarafından desteklenmiştir. Bu destekle birlikte matematik ve bilim okulları gibi FeTeMM okulları da özelleşmiştir. ABD’de 1904 yılında ilk FeTeMM lise olan “Stuyvesant High School” ve 1938 yılında ise “New York Bronx High School of Science” açılmıştır. Bu iki okul FeTeMM disiplinleri için anlamlı ve zengin öğrenme deneyimi sağlamaya devam etmiştir(Sublette, 2013).
1985 başlayan ve son yıllarda üzerinde oldukça durulan “Project 2061” ile ABD’de FeTeMM eğitiminin geliştirilmesi ve artırılmasını amaçlamaktadır. Aynı zaman da bu proje Amerikalıların bilim okur-yazarlığını da geliştirmeyi hedeflemektedir. 2010 yılında Amerika da yayımlanan “Prepare and Inspire: K-12 FeTeMM Education for America’s Future” isim raporda FeTeMM eğitimi ile ilgili konular şu şekildedir;
Standartlar: bilim ve matematik standartları devlet kaynaklı desteklenmesi, Öğretmenler: FeTeMM okullarındaki öğrencileri hazırlama ve öğrencilere ilham vermek üzere 100.000 öğretmen gelecek on yıl içinde eğitim verilmesi ve FeTeMM öğretmenleri içinde ilk %5 giren öğretmenlerin ödüllendirilmesi,
Eğitim teknolojileri: yeniliği sürdürmek için teknoloji kullanılması, Öğrenciler: okul dışın da öğrencilerin bireysel ve grup halinde deneyim geçirmelerine fırsat yaratılması,
Okullar: gelecek on yıl ve sonrası için bin FeTeMM odaklı okulun açılması, Güçlü ve stratejik ulusal liderlik sağlanması. ABD hükümeti, FeTeMM ile ilgili etkinliklere öğrencilerin katılmalarını teşvik etmek, bilgi, beceri ve yetkinliklerini geliştirmek ve FeTeMM ile ilgili mesleklere ilgilerini arttırmak için “education to innovate” adında bir program başlatmıştır(Obama, 2009). Geçen 100 yılda, ABD’de yüzün üstünde FeTeMM odaklı okul açılmış ve ABD’de hükümeti gelecekte bu okulların sayısının bin olabilmesi için girişimde bulunmuştur(Fajemidagba ve ark., 2010). Bu okullar öğrencilere işbirliği içinde çalışmayı ve probleme tabanlı araştırmaya dayalı öğrenme imkânı sağlamaktadır.
FeTeMM’de Teknoloji
Hayatın her alanında etkisini gösteren teknolojik gelişim toplum alanında da değişimlere sebebiyet vermiş ve bilginin artış göstermiş olduğu bu çağda eğitime duyulan ihtiyacı zorunlu kılmıştır. Eğitime duyulan ihtiyacın zorunlu hale gelmesi her yerde ve yaşam boyu öğrenmeyi gerekli hale getirdiğinden bireyin artan eğitim ihtiyaçlarını karşılamada eğitim süreçlerinin ve eğitim ortamlarının yeniden düzenlenmesi gerekli hale gelmiştir. Yaşam boyu öğrenme ihtiyacındaki bilgi çağı bireylerin artan eğitim ihtiyaçlarının karşılanmasında, teknoloji kullanımı zorunlu hale geldiği görülmektedir. Bireyi istenilen düzeyde yetiştirme süreci öğrenme ortamlarında gerçekleşeceğinden, öğrenme-öğretme sürecinde teknolojinin kullanılması durumunda öğrenmelerin daha kalıcı olacağı bilinmektedir. Dolayısıyla öğrenme-öğretme ortamlarının niteliğindeki değişim direk eğitimin niteliğini etkileyeceğinden, öğrenme-öğretme ortamlarının nasıl oluşturulması gerekir sorusu cevaplanması gereken önemli soru haline gelmiştir. Son yıllarda eğitim sistemindeki nitelikli öğrenme-öğretme ortamlarının oluşturulma düşüncesi ve bireyin artan eğitim ihtiyaçlarının karşılaması FeTeMM eğitiminin ön plana çıkmasında etkili olduğu görülmektedir. Başta ABD olmak üzere birçok gelişmiş ülke için FeTeMM eğitimi 21.yüzyılın kaçınılmaz eğitim yaklaşımı olarak görülmektedir. ABD başkanı Barack Obama (2010) bu konunun önemini şu şekilde belirtmiştir: “…Geleceğin liderliği, öğrencilerimizi özellikle (FeTeMM) bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarında nasıl eğiteceğimize bağlıdır.” ABD hükümeti bütçeden FeTeMM eğitimi için kaynak ayırmaktadır. Ayrıca ABD’ de FeTeMM eğitimi için birçok önemli kurum ve kuruluş da destek vermektedir. Bireye gerçek yaşamda karşılan problemlerin çözümünde deneyim kazandıran FeTeMM eğitimi, teknolojiyi etkin olarak kullanabilen, bilgiyi yapılandıran ve etkili bir şekilde günlük yaşama aktarabilen bireyler yetiştirmeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda eğitim öğretim ortamında öğrenciye bilgi aktarılırken kullanılan tüm teknolojiler ve uygulanan tüm yöntemler zaman ve amaç ile uyumlu olmalıdır(Seferoğlu, 2006).
Fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematik olmak üzere dört alanın içerik olarak birbirlerine uyarlanmasın oluşan FeTeMM, dört temel bileşenin birinin teknoloji olduğu görülmektedir. Eğitim sürecinde oluşturulan öğrenme ortamlarına önemli katkılar sunan teknoloji öğrencilere, birçok yeni öğrenme ve öğretme fırsatları yaratmaktadır. Teknoloji kavram olarak her çağda her insanın açıklayabileceği bir yapı olarak karşımıza çıkar. İnsanların teknolojiye yükledikleri anlam, yaşadığı dönemdeki ihtiyaçlarını karşılamak adına kullandığı yöntem, teknik ve araçlarla ilişkilendirilebilir. İlk çağlarda yaşayan insanlara göre savunma, barınma ve beslenme amaçlı kullandıkları yöntem, teknik ve araçlarken, yerleşik hayata geçip tarımla uğraşanlar için karasaban, günümüz insanı için ise elektronik cihazlar olarak düşünülebilir.
Teknoloji kelimesi köken olarak Eski Yunan’da ‘’sanatlar üzerine konuşma’’ anlamına gelmektedir (Seçer, 2006). Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre teknoloji ‘’Bir sanayi dalı ile ilgili yapım yöntemlerini, kullanılan araç, gereç ve aletleri, bunların kullanım biçimlerini kapsayan uygulama bilgisi, uygulayım bilimi.’’ olarak açıklanmıştır. Literatürde teknolojiyle ilgili birçok farklı tanım bulunmaktadır. Bunlardan birkaçı şu şekildedir.
Alkan (1990), teknolojiyi “Eğitim felsefelerince belirlenen eğitim hedefleri ve değerlerine erişebilmek için gerekli yol ve yöntemlerle ilgilenen bir disiplin” olarak tanımlar. Balcı (2013), tarafından yapılan tanımda ‘’bilginin üretim süreçlerinde kullanılarak uygulamaya aktarılmış hali’’ olarak açıklamıştır. Karaduman (2012), tanımında ise teknoloji, ‘’sınanmış ve doğruluğu genel kabul görmüş bilgilerin bir arada bulunduğu ve uygulamaya döküldüğü bir kavram’’ olarak ifade edilmektedir. Öncü (1976), tarafından ise teknoloji ‘’yalnız makineler için değil, belli bir malın ya da hizmetin üretilmesi için gerekli olan bilgi, işlem ve araçların tümü’’ olarak açıklanmıştır. Seçer (2006)’de bu tanımlara paralel olarak teknolojiyi “bir sanayi dalında belirli ürünlerin yapımı için gerekli araçların, işleme yöntemlerinin incelenmesi” olarak açıklamıştır.
Teknoloji ile ilgili yapılan tanımlar incelendiğinde; teknoloji, insanoğlunun yaşantı sonucunda edinmiş olduğu bilgi ve becerilerden daha etkin ve daha verimli bir biçimde yararlanıp yeteneklerini genişletmesi ve ihtiyaçlarını karşılamasında kullandığı uygulama ilgili bilgi olarak görülebilir.
Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematiğin disiplinler arası entegrasyonunu ile ilgili, ulusal ve uluslararası düzeyde yapılan araştırmalarda, FeTeMM’de fen, matematik, mühendislik boyutları ile çalışmalar yapılmış olmasına rağmen, teknoloji boyutuna yönelik bir çalışmanın olmadığı görülmektedir. Teknoloji ve mühendisliğin öğrenme-öğretme faaliyetleri ile bütünleştirilmesi bağlamında Türkiye’de de Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından FATİH projesi ile başlayan süreç, gelecek yıllarda FATİH Projesi ile birlikte FeTeMM uygulamaları ile devam edeceği tahmin edilmektedir.
iz atölye iletişim
neden biz
atölye çalışmalarının önemi